7 Ağustos 2007 Salı
şişova
Yaşadığın her gün en güzel gündür
Her sabah olduğu gibi bu sabahta erken kalktım .
-Zorko nasıl güzel uyudunmu bu gece.
-Uyudum enge(yenge) uyudum ama masadaki şarap ta bitti.
-Ko bitsin gene dolduraciz şarap kıtlii yok a.
kolo aga geldi - abe erkencisin ya dedi.
-abe bura geldikten sonra hep erkenciyim havasındandır belki.
Bu arada kahvelerimiz oldu muhabbetle içtik kahvelerimizi.
Zorko her sabah kalktığında bizi kahvesiz bırakmaz yanında suyunu da getirir.
-Bu gün raki kaynataciz dedi kolo hem öle az da dil çok kaynataciz.
-Olsun be yav istediğin kadar kaynatırız işim ne dedim.
Hep beraber kalktık zorko enge ben bulaşıkları yıkacim dedi siz bakın gare işinize dedi.
Biz de odunları kazanın yanına getirdik ve bir güzelce yığdık.
-Şini ben öteki kazanlarıda getirecim bi güzal yıkalım(yıkama) buracıkta, sonra gene fıçilardan üzümleri taşaciz dökeciz te bu kazana üstünede te bu kazani koyaciz sonra ben dari unundan bişey yapacim ava almasın di bunu süreciz yanlarına.
Kuyudan sular çekildi kazanlarımız bir güzel temizlendi ateş yakıldı kazan yerleştirildi içine üzüm suları posalarıyla beraber dolduruldu kapak olacak kazana delik olan tarafından imbik yerleştirildi imbiğin borusu da yantarafta bulunan soğuk su dolu haznenin içinden geçirildi ve aşağıdan muslukta bağlandı, musluğun altına da 30 litrelik çinko bir kazan konuldu.
-Tamam şini işimiz bitti gare te şini bekleciz raki bir iki saatte kaynacak sora burdan akacak derken abe tülbenti bağlacak idim te muslun ağzına unuttum ya.
Yukarı eve çıktı bir elinde tülbent bir elinde yapraklar var te şini tamam dedi bu yapracıklari da taşla ezim biraz neka parçalansın onlarida koyacim tülbente öyle bağlacim çeşme(kazanın musluğu) Denilenleri yaptı bir kaç kütük daha attı kazana.
-Bak bura dedi niçin koydum o yapracıkları dersin o tülbente cevabını da kendisi verdi açan raki akacak hep beyaz ama bu yaprakçikları koydimmi akacak sarı raki olacak o zaman, viski gibi anlarmisın dedi ve yukarı eve çıktı.
Rakı iyice kaynamaya başladı ve beklenen an geldi ilk damlalar akmaya başladı zamanla çeşmeden az su akar gibi akmaya başladı bayağ şırıl şırıl akıyor eh rakı çeşmeden akarda ben doldurmazmıyım doldurup atıverdim bir bardak o da ne sert ne yapayım neyapayım külün içine patates koymak geldi aklıma ve patatesleri külün altına oh ne rahat.
Karşı tarafta bir ev var ve bu evde de bir aile ve en yaşlıları evden çıktı ve iki dakika sonra yanımda.
-İzdravo jivo ve ardından da doberdan dedi.
-doberdan dedim.
Makedonca birşeyler daha söyledi ama anlamadım.sonra birden Türkçeye çevirdi.
-Abe sen olmasın müslüman be dedi.
-nasıl da bildin müslümanım dedim.
-Kimlerdensın, du(dur) bakayım kime benzesin(benzer) da çok baktı baktı abe dedi sen olmasın veyızın oli(oğlu)
-Bak nasılda bildin veyizin oğlu olduğumu.
-Eh be çocuk bilırım tabi senelerdir beraber yaşadık nasıl bilmecim. Mare deden sami(sağmı)daha, ona burda derlerdi babo üsin(hüseyin) napar neder(neyapar ne eder)
Sağ ya ne yapsın oraya buraya gezinir bir iki tane kuzucuğu var onlar le eğlenir işte.
-Abe da kuzi mi bakar?
Bu arada kolo yukarıdan aşağıya inmekte bende birer bardak rakı doldurdum patatesler pişmiş bir de güzel olmuşlar rakıyı içmeden patates ısırıyorum ve ardından rakı mis gibi. Yağ gibi gidiyor.
Kolo geldi a, abe hoşgaldın be kiro ne zaman galdın ya.
-Abe temıncak geldim.
-Tanıştinizmi celal le
-Tanıştık ya veyızın oliymiş. Kolo bana döndü- bak bura dedi bu kim bilırmısin buna derler şavala kiro açan gidecin eve bubanlara(babana) acanlara(amcanlara) düverısın(söylersin) şavalayla oturdum dersin.
Rakının akışı iyice hızlandı abire dolduruyorum.
Biraz patates, bi bardak rakı bu arada kolo aganın ufak torunda geldi sürekli rakı içişimi izledi en sonunda demesinmi -çiçko day maleçka bardak rakiya(ufak bardak) dedesine baktım ve be yavu dedi bizde yok öle vermemek yok öle yasak açan ister vereceksin.
Bardağı çeşmenin altına oradan vensoya servis, venso patatessiz içermi içmez, çiçko day kompiram, aha day hadi bakalım. Venso durmadan çiçko day maleçka bardak rakiya, day kompiram bende durmadan verdim.
Ama ölçülü; ve vensoya kağıttan uçaklar yaptım bir elinde rakı bir elinde avionu aman ne sevindi yan taraftaki çocukları getirdi, onlarada avion yapmamı istedi o gün rakı kazanının başı bir kalabalık olduki sormayın.
Aradan seneler geçti ve1994 yılında kafam esti pasoportu elime aldığım gibi ver elini Makedonya
Üsküp, te bir gece kaldım ve ertesi gün usturumca radoviş'i geçince ladevsa var ve muavin bağırıyor ladevsa ima(varmı ladevsa da inecek anlamında) büyük bir sevinçle ima ladevsa diyorum.
Derenin üzerindeki tahta köprüden geçiş ve köyümün yollarında nazi almanyasının zırhlı araçları siperlikleri ibretlik için bırakılmış. Ve işte şişova ve işte şişovalı.
bu seneki gelişimde venso yok idi ama onun yerini alacak başka birileri vardı. Dany ve kızkardeşi zorise dany ile ovada dolaşmadığımız yer kalmadı, zorise ise hep güler hepte turta yapar. 1994 yılından buyana 13 sene geçti bir türlü gidemedim ama gene bir gün kafam esecek ve pasoportumu aldığım gibi kimse kusura kalmasın noktalamıyorum
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder