Eflatun'un
Ey geçici ruhlar! Sizler, yeni bir ömre başlamak üzere tekrar fani bir insan vücuduna gireceksiniz. Ama nasibinizi size bir melek seçmeyecek, herbiriniz kendiniz seçeceksiniz. Kur'a kime isabet ederse , o önce seçecek. Yalnız seçtikten sonra da, geri bırakmak olmayacak. Faziletin efendisi olmaz o kendisini sayana bağlanır ve kendisini kaale almayandan kaçar. Herkes seçiminden kendi mesuldür. Tanrılar bundan mesul tutulamazlar.
O anda melek, ruhların önüne herbiri içinde ayrı bir nasip bulunan paketler atar ve her ruh istediği paketi seçmekte hürdür. O zaman ruhların önüne, hem insanlar, hem de hayvanlar için yan yana bir çok nasipler serilmiş bulunur. Mesala bir kısmı ölüme kadar değişmeyen, bir kısmıda yarı yolda değişen ve sonu yoksulluk, sürgün ve dilencilikte bitmeye mahkum zalim bir nasibi; bir kısmı güzellik ve kuvvet, bir kısmıda cetlerinin asaleti ve yüksek vasıfları yüzünden ün almış insanlar nasibi; kadınlar içinde fahişeler yanında faziletliler nasibi... Bütün bu nasiplere zenginlik, yoksulluk, sağlamlık ve hastalık karışmış bulunur. Birinci olarak seçmek hakkını kazanan çabuk çabuk ilerler ve içinde gördüğü paketi eline alır, evirir, çevirir, aç gözlülüğü ve ihtiyatsızlığına kurban olarak onu seçer. Fakat paketi çözüp dibine kadar muayene edince, nasibinin kendi öz çocuklarını da öldürmek ve daha bir sürü korkunç cinayetler işlemek olduğunu görür. O zaman feryada başlar ve tanrıları mesul tutar; fakat kendisinde kabahat görmez. Halbuki seçen kendisiydi ve acele etmeyerek paketi iyicene muayene etmek hakkıda kendisine verilmişti.
"Hepimizde bu hak vardır. Siz ihtiras veya para yüzünden şu kadınla evlenmeye razı oluyorsunuz, fakat sizde bizim gibi kadının değersiz olduğunu biliyorsunuz. İki üç yıl sonra, onun ahmaklığından şikayete başlarsınız. Peki, onun budala olduğunu siz bilmiyomuydunuz? O da paketteydi. Çılgıncasına para ve şeref peşinden koşmanın insanı hemen hemen her zaman bedbaht edeceğini bilmek için uzun bir tecrübeye ihtiyaç yoktur. Sebebi de, bu çeşit bir hayat, onları kendilerinin dışında olan şeylere köle yapar. Kimse parasına çok düşkün bir zengin kadar tehlikeli durumda olmaz. Kimse muhteris bir insan kadar fena bir durumda kalamaz; bilmediği bir olay, yanlış getirilmiş bir haber onu nafiz bir kimse veya bir millet nazarında düşürür. Onlar da onu mahvederler. Şansım yok diye bağıracak, kaderin kendisine düşman olduğunu ileri sürecektir. Fakat kader, kendi elinde olmayan şeylere bağlanan kimselere karşı her zaman menfidir. Bu da paketteydi tanrıların bunda günahı yoktur"
Duygular ve Adetler sayfa 149.
(Andre Maurois)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder