4 Eylül 2007 Salı

Bininci adam

Hazreti Süleyman: dedi.
Onu yirmi yıl arayalım; çekilecek zahmet çok değildir, bulursak şayet, azdır bile.
Dokuz yüz doksan dokuz kararsız,
Bizde her gün herkes ne görürse, onu görür.
Fakat dostlarını sever,
Hatta bir sürü insan kapılarına hücum etsede.

Hediyeler, ziyafetler, hizmetler ve vaitler...
Bunlarla onu elde edemeyiz.
Dokuz yüz doksan dokuz kişi hakkımızda şerefimize
Ve zenginliğimize göre hüküm verirler.
Fakat o... Ey oğul! Eğer onu bulduysan,
Sahilden uzaklarda korkmadan kazaya uğrayabilirsin,
Çünki yalnız denize atılır,
Eğer seni kurtaramadıysa, seninle sulara gömülür.

Kesesini alırsan, aldırış bile etmez;
Onu boşaltırsan, sana kızmaz.
Ve ertesi gün yine eskisi gibi gelir,
Evinde acı söz söylemeden seninle gevezelik eder.
Dokuz yüz doksan dokuz dostun,
Dillerinden altın ve gümüş lafı düşmez;
Fakat , bu vahşi allahlara,
Dost seçtiklerini feda etmez.

Onun hakları senindir, senin hakların onun,
Senin sesin onun sesi, evi senin evin,
İster haklı, ister haksız olsun,
Ey oğul! isterim ki, onu her zaman müdafa edesin.
Dokuz yüz doksan dokuz uşak
Gözden düştüğün veya gülünç olduğun zaman seni bırakır
Fakat darağacına, belkide ötesine kadar seninle gider.

"Andre Maurois'in Duygular ve adetler adlı kitabından alıntıdır.

Hiç yorum yok: